Şu sıralar fazlaca yaratıcı olmaya başlayan reklamlar...
Birkaçı beni öldürüyor.
Benim babam Toyota gibi adam diyen çocuğa benim babam da vosvos gibi adam demek istiyorum. Aslında babamın vosvosla hiçbir ortak noktası yok, hatta bizim araba da toyota, ama olsun. Demek istiyorum.
-AAA! Çilekli mi bu? (Çok şaşırdı yavrucak)
-Çok güzel ya. Sence bunu nasıl yapmışlardır? (Hangi hasta yağın nasıl yapıldığını merak eder ki? Kendimi saymıyorum tabii)
-Bencee... Bissürü uçak koca koca çilekleri yeryüzüne fırlatmıştır. (Tamam yavrum, fırlatmıştır da, yağa nerden girdi o zaman bu çilek?)
-Bence dee... Çilek perisi dünyadaki ennn güzel çilekleri toplayıp yağın içine atmıştır. (Bu bile daha mantıklı ama mantıksız...)
-Çok güzel ya! Peki Fobya, sence nasıl olmuş?
-Ben mi? A-a! Bana sordu! Ama evladım, uyarmadı deme, benim düşüncelerim seni hayal kırıklığına uğratır.
-Yok, yok. Söyle sen.
(Burada o sevimli müzik yerine, deşet verici, piyano orgu müziği gelir.)
-Bunu sen istedin. Benceee... Basmışlar pembe boyayı çilek sansın bu mal bebeler diye. Sonra bi de tatlandırıcı koymuşlar falan. Yememelisin kanımca. Kimyasal vardır, kimyasal...
Neden reklamlara kendimi katıyorum, bilmiyorum.
Ama egolarım reklam filminde oynamaktan oşnut görünüyorlar.
Nice reklamlarda buluşmak üzere efendim.
~SON~

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Dinliyorum: